Vaktiyle genç ve güzel bir hükümdar kızı vardır. Meryem isimli bu kız, Andırın ile Göksun arasındaki bir kalede yaşamıştır. O çağda iki genç hükümdar bu güzele âşık olmuştur. Meryem’in gönlü ise Göksun tarafındaki kalede yaşayan gençtedir. Andırın tarafındaki Azgıt kalesinde yaşayan genç de Meryem’i çok sevmektedir. Hatta dağdaki bir taşa Meryem ile kendisinin bir resmini bile kazır. Meryem bu iki genç arasındaki çekişmeye bir son vermek için bir şart ileri sürer: Kim atının ayağında toz değmeden bulunduğu kaleye gelirse, onunla evleneceğini söyler. Bununla beraber işi kendi haline bırakmaz. Gönlü Göksun tarafındaki kalede yaşayan gençte olduğu için ona: “Atının ayağına keten bağlayarak gel.” diye haber yollar. Bu genç atının ayağına keten bağlayarak Meryem’in kalesine ulaşır. Diğer genç ise bunu yapamadığı için başarısız olur. Böylelikle Meryem ile evlenme hakkını kaybeder. Bunu gururuna yediremediği için de: “Zaten Meryem, çildi.” diy